14 Kasım 2011 Pazartesi

'Tutuklanan aydınlar Türkiye’nin onurudur'

Fransız Le Monde gazetesinde iki tarihçi ve bir felsefe doktorunun imzasını taşıyan ortak makalede Türkiye’deki KCK tutuklamaları sert bir dille eleştirilerek, “Erdoğan’ın Türkiye’si gerçek yüzünü gösterdi. Tutuklanan aydınlar Türkiye’nin onurudur” denildi.
Sosyal Bilimler Yüksek Araştırmalar Okulu (EHES) müdürü, tarihçi ve siyaset bilimci Hamit Bozarslan, EHES profesörü Vincent Duclert ile felsefe doktoru Ferhat Taylan, ortak bir makale kaleme aldı. Le Monde gazetesinde yayınlanan makalede, AKP hükümetinin baskıcı politikaları ile bu sistemi Arap dünyasına “model” olarak sunan Batılı ülkelere eleştiriler yapıldı.

 “Avrupa Arap devrimlerinin ertesinde İslamcı partilerin yükselişi karşısındaki korkularına çözüm olarak Türk hükümeti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı görmek istiyor” denilen makalede, Türk hükümetinin Kürtlerin durumu veya AKP egemenliğini yazmaya cesaret eden bağımsız medya yönelik saldırılarının ağırlaştığı kaydedildi.

SİSTEMATİK BASKI
 Makalede, “Kürtlere karşı devlet şiddetine son verilmesine angaje olmak ve Kürtlerin Türk vatandaşları gibi tanınmasını, bireysel özgürlük ve kültürel çoğulculuk istemek ya da sadece kamuoyunu bilgilendirmek, giderek daha sistematik polisiye ve adli baskı konusu oluyor” ifadeleri yer aldı.

 Ekim ayı başından bu yana tutuklananlar arasında yer alan yayıncı-yazar Ragıp Zarakolu, oğlu Deniz Zarakolu, BDP’li araştırmacı Ayşe Berktay, BDP parti meclis üyesi Prof. Büşra Ersanlı’nın durumuna dikkat çekilen makalede, “Anti terör polis birlikleri tarafından ‘KCK operasyonları’ adı altında yürütülen bu operasyonların amacı Türk entelektüel, avukat ve eğitim görevlilerinin azınlıklara ve bireysel haklara saygılı bir demokrasi inşa etme çalışmasını yok etmektir” diye belirtildi.

GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
 Hükümeti bunlara karşı sertlik kullandığı ve “denetimindeki” yargıya da güvenerek “barışçıl” mücadeleleri ve “bilgi çalışmasını” kırmaya çalıştığına dikkat çekilen makalede, 2009 yılından bu yana 8 bine yakın kişinin ifade özgürlüklerini kullandıkları için gözaltına alındığı hatırlatıldı.

 Makalede, “Bununla, Erdoğan’ın Türkiye’si gerçek yüzünü gösteriyor” denilerek, bu uygulamaların “son haftalarda çokça övülen İslamcı demokrasi ile hiçbir ilgisinin olmadığı” vurgulandı.

 Bozarslan, Duclert ve Taylan, Türkiye demokrasinin yolunun “baskıcı politikasına ilişkin gerçekleri daha iyi bastırmak için dezenformasyon yöntemlerini benimseyen bir hükümetin geciktirici manevralarında” değil sivil toplum ve aydınların özgürlük çalışmasında geçtiğini belirttiler.

Erdoğan’ın Arap Baharı’na ilişkin ilk değerlendirmesinin Muammer Kaddafi ile Başar El Esad’a verdiği destek olduğuna işaret edilen makalede Erdoğan’ın Esad’ı “iyi dost” olarak nitelendirdiği de hatırlatıldı.

ONLAR İÇİN KAVGA EDELİM
 Makalede, “Entelektüellerin durumu tüm Avrupa’yı ilgilendiriyor. Onların mücadelesi Türkiye’nin olduğu kadar Avrupa’nın geleceğini belirliyor. Bunu asla unutmayın. Ve Ayşe, Büşra, Deniz, Ragıp ile cezaevinde duruşmayı bekleyen tüm diğerleri ve özgürlüklerini ortak bir ideale feda edenler için kavga edelim” diye belirtildi.

 Le Monde gazetesindeki makalede, şunlar dile getirildi: “Dikkat çekici bir reklam operasyonu ile Türk demokrasisinin Arap dünyası için yüceltildiği bir sırada bu tutuklama dalgası bir kez daha herkese AKP iktidarının işleyiş biçiminin gösterdi: Kürt siyasi hareketini yok etmek, ülkenin doğusundaki çatışmaların durması için çalışan Türkiye aydınlarını tutuklamak, tüm muhalefeti ekarte etmek için devlet aygıtını ele geçirmek, medyanın tümünü sindirmek…”

TUTUKLANANLAR TÜRKİYE’NİN ONURUDUR
 “Burada bize satılmaya çalışılan ‘Doğu için iyi’ bir demokrasidir” belirlemesinin yer aldığı makalede, “Terörizmle mücadele adı altında Türk toplumunun terörize edilmesini hedefleyen bu stratejiye” tepki gösterildi: “Bir araştırmacı gazeteci terörist değildir, angaje olmuş bir eğitim görevlisi bir kriminal değildir, bir bağımsız yayıncı ihanetçi değildir. Bu erkek ve kadınlar Türkiye’nin onurdur. Düşünce tutuklularının serbest bırakılması için toplumu Türk hükümeti üzerinde baskı kurmaya çağırıyoruz. Avrupalı devletlerden anjelizmden çıkmalarını ve tarihle yüzleşmesini istiyoruz.”

YAZARLARDAN RAGIP ZARAKOLU'NUN TUTUKLANMASINA KINAMA
Kitapları Belge Uluslararası Yayıncılık'tan yayınlanan yurt içi ve yurtdışından bir grup yazar Ragıp Zarakolu’nun tutuklanmasını kınadı ve derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.
 Yazarlar Faysal Dağlı (Almanya), Erdal Boyoğlu (Avusturya), Fevzi Karadeniz (Fransa), Nuray Bayındır (Fransa), Hüseyin Şimşek (Avusturya), Mehmet Çetin (Hollanda), Doğan Özgüden (Belçika), Abdülkadir Konuk (Almanya), Hasan Bildirici (İsviçre), Süleyman Danışman (İsviçre), Mehmet Deste (Almanya), Doğan Akhanlı (Almanya), Hüseyin Erdem (Almanya), Emine Erdem (Almanya), Mehdi Zana (Danimarka), Sabri Atman (İsveç), M.Şehmus Güzel (Almanya), Helmut Oberdiek (Almanya), Kemal Yalçın (Almanya), Haydar Işık (Almanya), Raffi Hermonn (Fransa), Lokman Kondakcı (Fransa) ortak bir bildiri yayımladı. Ragıp Zarakolu’nun, Ermenilerin, Asurilerin, Elenlerin, Kürtlerin tarihleri, kültürel değerleri ve devletin bu halklara yönelik siyasetiyle ilgili kitaplar yayınlayarak karanlıkların aydınlanmasına, tabuların kırılmasına, halkların birbirini daha yakından tanımasına paha biçilmez katkılarda bulunmuş değerli bir yayıncı olduğunu belirten yazarlar, “Ragıp Zarakolu, aynı zamanda Türkiye Yayıncılar Birliği - Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü Komitesi Başkanı'dır. Bu konumuyla, özgürce konuşup yazamayanların, kitapları, dergileri, gazeteleri yasaklananların, cezaevinde tutulanların, sürgünde yaşayanların en yakın destekçisi ve onların güvenilir bir dostudur” dediler.
 Zarakolu’nun bütün hayatının meydanda olduğunu, “Deniz Gezmiş'lerle Hakkari'deki Zap Suyu üzerinde köprü yapmaya gittiği 68'lerden beri, halklar arasındaki bir gönül köprüsü” olduğunu kaydeden yazarlar bildiride şu görüşleri savundular:
 “Son 30 yılı - ülkede ve dünyanın başka ülkelerinde - yayınevlerinde, kitabevlerinde, fuarlarda, üniversitelerde, panellerde veya konferanslarda konuşmalar yaparak, tebliğler sunarak geçen bu saygın entellektüeli, ‘terör’, ‘silahlı gizli örgüt üyeliği’ suçlarıyla ilişkilendirerek tutuklamak, tüm insani ve demokratik değerlere hakarettir. Ve asıl terör budur! Bu terörün amacı gözdağıdır, korku salmadır. Bu korku salma, yalnız Ragıp Zarakolu'na ve onun gibi tutuklanan BDP Parti Meclisi Üyesi Prof. Büşra Ersanlı'ya yönelik değil. Hatta yalnız Kürtlere de yönelik değil. Bu iktidara muhalif olan, barış ve demokrasi için sözü olan, sözünü yazan, söylemek için el kaldıran, başkaldıran herkesedir. Bu hukuk tanımaz faşizan baskıya karşı herkes, ama herkes –meleklerin cinsiyetiyle- uğraşmayı bir yana bırakıp birleşip meydanlara çıkmazsa, daha da geç kalınabilir.”
 Yazarlar, Zarakolu'nun “bir terör suçlusu” olarak gözaltına alınmasını, tutuklanmasını şiddetle kınadıklarını belirterek derhal serbest bırakılmasını istediler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder