Usta Edebiyatçı Vedat Türkali, 2009 yılında bu yana Kürtlerin seçilmiş siyasetçileri üzerinde sürdürülen ve son olarak Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu'nun da tutuklanmasıyla kamuoyunda yankı bulan "KCK operasyonu"na, Kürt sorununda son dönem yaşanan gelişmelere ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Temmuz ayından bu yana avukatlarıyla görüştürülmemesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ersanlı ve Zarakolu ile söze başlayarak, "Çok iyi tanıdığım insanlar, bunları tutuklayanların mantığı ne?" diye soran Türkali, "Ragıp Zarakolu'nu ve rahmetli eşi Ayşenur Zarakolu'nu çok iyi tanıyorum. Bana Ayşenur Zarakolu adına 'düşünce ve özgürlük' ödülü verilmiş ve beni onurlandırmışlardı. Zarakolu, Türkiye kültürüne ne büyük hizmetler yaptı. Ne fedakârlıklar yapıldığını, halkları eşit tutmak için ne çabalar gösterdiğini biliyorum ve bu çabaları onları suçlayanlarda çok iyi biliyor. Bu insanları seviyor, sayıyorum. Bunlar unutmak mümkün mü?" dedi.
'Bakan Şahin, haddini bil'
Türkali, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in sözlerine ise sert tepki gösterdi. "Ersanlı'nın geçmişine bakın, gençliğinde komünist faaliyetleri var" diyen Bakan Şahin'e, "Haddini bil" diyen Türkali, "Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyorsunuz ama komünizmi hala suç olarak görüyorsunuz. Bu bir vahamettir. Ersanlı tutturduğu yolda direnç ve kavga ile mücadelesini sürdüren yiğit biridir" dedi. "Beni bilen bilir yazdıklarım, çizdiklerim, yaptıklarımla 93 yıllık hayatımın 75 yılını komünist mücadele içinde geçirdim. Bana da dili uzatıyorsun" diyen Türkali, "Haddini bil, kimsenin benim düşüncelerime laf uzatmaya hakkı yok" diye konuştu. Hükümet cephesinde bir başka bakan olan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın Zarakolu'nun tutukluluğu için "Üzüldüm" dediğini de hatırlatan Türkali, "Bu iş üzülmekle çözülmez, siz de pekâlâ çözebilirsiniz" dedi.
'Türkiye adına acı duyuyorum'
KCK operasyonlarıyla seçilmiş siyasetçilerin, aydınların tutuklanmasıyla asıl yapılmaya çalışanın "Kürtlerin dilini koparmak" olduğunu belirten Türkali, "BDP'nin Anayasa Komisyonu üyesi Ersanlı, 'Ben anayasa çalışmalarına Kürtler adına anayasa çalışmalarına katılan biriyim profesör olarak. Lütfen beni bırakın çalışmalara gideyim, mahkemelere gelirim, görevimi yapayım' diyor. Ancak yine tutukluyorlar. Burada maksat çok açık. Onların maksadı Kürt halkının dilini koparmaya çalışmak. Ben Türkiye adına bundan acı duyuyorum" diye konuştu.
'Devlet değirmeni dönmüyor'
Türkiye'deki son dönemi Abdülhamit dönemine benzeterek o günlerde hiciv-şairi Eşref'in gizli gizli söylediği, "Devlet değirmenini eşekte bağlasan çevirir" sözlerini hatırlatan Türkali, bu sözün yıllar sonra Neyzen Tevfik tarafından, "Bu kadar insan bir araya geliyor devlet değirmeninin döndürmek istiyor ama devlet değirmeni dönmüyor" şeklinde dile getirdiğini hatırlattı. Sözlerini bağlamak isteği yerin işin dönüp dolaşıp geminin başındaki kaptana geldiğini hatırlatmak olduğunu kaydeden Türkali, "Yine iş dönüp dolaşıp çarklı bu geminin başındaki kaptana geliyor. Ben Başbakan'a iki mektup yazdım, olanı baştan sona anlattım. Olayları bütün açıklığıyla anlattım. Bu sorun çözülmezse bu ülkede kardeşlik, mutluluk olmayacak. Bu ülke güzel coğrafyamızın güzel bir nimeti bize bu ülke. Çok çeşitli kültürlerin adeta çiçek bahçesi gibiyiz ve bunun değerini bilelim. Neden çözebilecekken çözmüyorlar?" dedi.
'Çözüm için tek yol Öcalan'
Türkiye'de bu sorunu çözebilecek iradenin PKK Lideri Öcalan olduğunu ve 114 gündür avukatlarıyla görüştürülmediğini ifade eden Türkali, devletin "İnatlaşma"dan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Türkali, "Bu iş çözülmesi için tek yol var, o da Heval Öcalan'dır. O'nu böyle zindanlarda ezip yok etmeye kalkacağınıza, oturun konuşun, müzakere yapın. Bu vatansever adam size de yardımcı olacaktır. Bu sorun çözülmeden ne kardeşlik ne de mutluluk olmayacaktır, bunu bilin" şeklinde konuştu.
Diha
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder