18 Kasım 2011 Cuma

PKK Tali İşlerle Uğraşıyor

Bir Kürd olarak PKK’yi sevebiliriz, sevmeyebiliriz. Bu partiye, harekete nötr davranabiliriz. Hatta nefret duyguları besleyebiliriz.

Ne var ki, bizim farklı yaklaşımımız ‘geleceğe PKK ile birlikte yürümek zorunluluğu’ gerçeği üzerinde millim kadar etkili olmaz. Hiç hayal etmeyin.

Daha açık söylemek gerekirse; Kuzey Kurdistan halkı PKK’ye mecburdur! Yanlış bir tespitte mi bulunduk? Bu ‘yanlışlığı’ milyon sayfalık kitaplarla, yazılarla çürütmeye çalışanların perişan hali gözler önündedir ve üzüntü vericidir.

PKK’nin ‘stratejik planları’na katkıda bulunan Cemil Bayık… gibi şahsiyetlerden çok da hazzetmeyen birisinin bu sözleri söylemesini işin ciddiyetini anlamak için önemli bir veri olarak algılamak zararlı olmaz.

Kuzey Kurdistan’lı Kürd halkının PKK’siz bir geleceği olamaz.

Hal böyleyken – ki, böyledir – eğer kendimize, kimliğimize, ülkemize, milli gerçekliğimize saygılıysak; PKK’ye dönük sevgimizin, nefretimizin ve nötrlüğümüzün bir anlamı, halkımıza kazandırıcılığı olmalıdır.

“Kör müritlerin” (mürit de nasıl olunuyorsa, oluşuyorsa, yaranıyorsa?) PKK’ye sevgisi halkımıza kazandırmıyor diyelim ama “açık gözlü” PKK düşmanlığının Kürd halkına ne kazandırdığının üç-beş maddelik listesini sunana başımı sunarım.

PKK, Kuzey Kurdistan mücadelesinin merkezine oturmuş kısacası. Bir kaya gibi. Yel kayadan ne götürür?

Ben PKK’den ayrıldım, evet. Dönemsel siyasetini kabul etmedim, ‘yoruldum, usandım’, yönetici kademesinin bencilliğinden üzüldüm, filan feşmekan… Evet. Ama bu, PKK gerçeğini değiştirmez.

PKK’den ayrıldım ama Kürdlüğümden, Kurdewarliliğimden ayrılmadım. Bu da Kurdewarisiz PKK’lilere ve de “PKK’nin çöküşünden medet umanlara” dert olsun.

Bireysel dert yanmaları bir tarafa bırakalım.

PKK son dönemlerde tali işlerle uğraşıyor. Kabul edilmezdir.

Sayın Karayılan’ın Ahmet Altan’a “Marcosvari” (Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN)'nun sözcüsü olan Subcomandante Insurgente Marcos. Meksika hükümetine sık sık mektuplar yazardı…) mektubundan rahatsız olmuştum doğrusu.

Ortadoğu Amerika, Kurdistan da Meksika değildir. Sorun farklı, mantalite farklı. Amaç farklı.

Bu mektup tali bir işle uğraşmanın bariz göstergesiydi mesela. Sonucu da olmadı. Olmayacak.

Böyle mektuplar yazmaya nereden zaman buluyor Kurdistan askerlerinin komutanı?

Dün deniz otobüsünü kaçıran Amed’li gariban Kürd çocuğu belki de bir HPG’li değildi ama neden üç beş HPG gerillası bir Türk gemisini İmralı adasının kıyılarıyla "öpüştürmiyor"? Can kaybı olmadan! Can kaybına karşıyız.

Çok mu zor? Bir çocuk işi aslında.

Kim ne diyor desin, Türk emniyeti ‘şaşmaz’ veriler ortaya koysun, HPG üstlensin, yalanlasın, hiç fark etmez, Amedli o çocuk kendi inisiyatifliyle hareket etmiştir.

Böylesi ‘çılgınlığı’ yapacak Kürd gençlerinin sayısı yüzlerce değil binlercedir.

Onlara kim ‘akıl verecek’, onları kim yönlendirecek? Ölmemesinin, öldürmemesinin ama çivisini çakmasının yollarını kim gösterecek?

Sayın ve sevgili Murat Karayılan’ımız tali işlerle uğraşıyor hâla; mektup yazıyor, demeç veriyor….

Karayılan, Erzurum piçi Gülen herifinin adını ağzında dolaştırarak dilini neden kirletiyor, bir türlü anlamıyorum. Danışmanları yok mu? Erdoğan danışmanına cevap verecek adam mı Karayılan?

Kurdistan Marcos’u mektup yazmaz. Düşmana değil, halkına yol gösterme çabası sergiler.

Mektup yazacak insanlarımız gereğinden daha fazladır.


Kurdistan aç susuzları, yetimleri, paraya doymuş özgürlüksüzleri sizden hareket bekliyor, sayın Karayılan!

Tam zamanıdır.


Onlar “KCK”ye vuruyorlar. Biz nasıl vuracağız?

Dünya akıl dünyası değil. Akıllı olanlar değil asla, yüreğini iyi çalıştıranlar, hedefini şaşırmayanlar kazanırlar.


Hejare Şamil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder