6 Aralık 2011 Salı

PKK’ye ‘Katil’ Diyen ‘Kibar’ Adama

'Taraf Gazetesi’ yayın koordinatörü Yıldıray Oğur, 20 Kasım’da yayınlanan “Adil olmak gerçekten zor zanaat” başlıklı yazısında Türk basın camiasında parmakla sayılacak namuslu gazetecilerden dördünü; Radikal yazarı Yıldırım Türker’i, Milliyet’ten Nuray Mert’i, Taraf’tan Roni Margulies ve Nabi Yağcı’yı hedef tahtası yaptı. ‘Hedef tahtası’ bu durumda en uygun ifadedir. “Taraf” yönetiminin ‘eleştirisine’ tuş gelen kişiler AKP devletinin hedef tahtasıdır demektir. Bu çok açıktır, binlerce örneği var. Bugünün 'Taraf'ı on yıl öncelerin 'Hürriyet'idir. Günümüzün Türkiye’sinde sistem böyle işliyor, yani “Taraflı” işliyor. ‘Taraf’ın bu sistemin iri çarklarından biri olduğu kimseye sır değil.

Siyaset dünyasına, iktidar alemine at gözlüğü ile bakanlar, ‘Taraf’ın yayın koordinatörünün aynı gazetede yazan Roni Margulies ve Nabi Yağcı’yı eleştirmesini 'Taraf' demokratikliği, çoksesliliği gibi algılayabilirler. Bu at gözlüklü algılamaya karşı saygıdeğer Roni Margulies ve Nabi Yağcı’nın affına sığınarak şu sözleri dile getirmek icap etmektedir: Bu değerli gazeteciler, fikir adamları 'Taraf'ın demokrasi süslerindendir. 'Taraf'ın 'Kürt kökenli' süsleri de var icabında. Onların şimdiye kadar bu gazetede yazdıkları yalnız kendilerini bağlar, yayın koordinatörü ve onun ağabeyinin her kelimesi ise 'Taraf'ı bağlar. Bu ‘bağlanmanın’, ‘bağlılığın’ anahtarı iktidarın elindedir.

'Taraf'ın şef adaylarından Oğur, Türk basın dünyasında nadiren görünen bir cesaretle ve kocaman yürekle mazlumun sesi olmaya karar vermiş gazetecileri ‘katile katil dememekle’ suçlamış, bu düşünce ve vicdan insanlarına, boğazına bıçak dayatılmış kurban(lar)a ‘katil demek zorundasınız’ dayatmasında bulunmuştur. Duygu sömürüsü üzerine kurduğu yazısının ‘en etkili’ paragrafında ise insan katlinden ‘vazgeçerek’ halkın ve hakkın katlinde karar kılmışlara vurulduğunu, şiddetli bir aşk belasına müptela olduğunu 'bilmeyerekten' ele vermiştir.

Oğur’un o ‘etkili’ cümlesi şöyledir:

“Eğer 90’larda bir gazetede yazıyor olsaydım Kürtleri sokak ortasında öldüren bir devlete karşı da, o devletin günahlarına amalı kılıflar bulanlara karşı da, “PKK’nın kaleşiyle askerin M16’sı bir mi” gibi sorular soranlara karşı da o kadar kibar olamazdım herhalde”.

Baksanıza, devlet sadece ve yalnızca ‘günahkâr’, Kürdler ise ‘katildir’.

Zatî bu paragrafıyla kendisine konuşma izni verenlere, anahtarını elinde tutanlara karşı çok kibar davranmıştır zat alileri.

90’larda devlet sokak ortasında Kürt öldürüyormuş... Şimdi sınırlarının ötesinde Kürd ailesini son neferine kadar paramparça eden, onlarca vatandaş ‘terörist’i kimyasal silahlarla eriterek küle çeviren, düğün evini tarayan, saymakla bitmeyen ‘kibarlıklarla’ ileri demokrasi destanı yazan bugünün devleti ne yapıyor acaba?

Bir de şu var; Oğur 90’larda bir gazetede yazmıyormuş, şimdi yazıyor ama. Mazlumla zalimi aynı kefeye koyarak hakkın içini boşaltmak için yazıyor. Bunun da en tıkırında usulü kendininkine iğne, kendinden olmayana çuvaldız batırmak! ‘Taraf’ budur işte.

Şerefini peynir ekmekle yememiş, vicdanını 'ezerek eşitlik sağlama pazarında' pazarlamayan gazetecilerin çokça kibar davranarak Kürdlere ‘katil’ dememesinden duyduğu sancılar onu kendi kibarlığını sorgulamaya zorlamış meğerse. Pekî, Oğur; sivil, gerilla, genç, yaşlı, kadın, çocuk... binlerle Kürdün kanına girmiş 3 Kasım 2002’den sonraki devletine, iktidarına ‘katil’ deyebilir mi?

2002'den sonra PKK mi daha çok insan öldürmüş, AKP mi? Tamam, soruyu ‘sivilleştirelim’: AKP daha çok sivil insan öldürtmüş, yoksa PKK? Sırf karşı cepheden olduğu için kim daha çok insan tutukla(t)mış? Kim daha çok insanı ekmeğinden, yerinden yurdundan etmiş? Her ikisi bu marifette eşittir diyelim. 'Eşitlik' sözünü, eşit olmaya dönük dayatmayı eşitlik anlayışıyla ele almak adil olmaktır biraz da. Hedef yapılan gazeteciler eşitlikçi davranmıyor, anlaşıldı. PKK’ye ‘katil’ dememek adil olmamakmış… Bu da anlaşıldı. Oğur ve ağabeyi adil olsunlar; PKK’ye de, AKP devletine de ‘katil’ desinler o zaman.

2002’den sonrasını da boş verelim…

Kibarlıktan hoşlanmayan Oğur, lafı kıvırtmadan, dobra dobra ve erkekçe ‘90’lı yılların devleti katildir’, ‘90’larda TC devleti Kürdlere karşı katliam yaptı” diyecek kadar kaba davranabilir mi acaba?

Hejarê Şamil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder